08 Temmuz, 2009

'K. ve G.' için.

*3 milyon 250 bin
dedi kasadaki kız.
Ceplerini karıştırdı, bozuk parası olmadığını hatırladı. Her insan gibi para bozdurmaktan ne kadar nefret ettiğini düşünerek bir 10’luk uzattı kıza.
*Bozuk yok muydu?
Hayır seni koca memeli, iki ön dişinin arasında kahvaltıda yediği zeytinin kanıtı taşıyan beyinsiz, bozuğum var hatta tahmin et ne? Ceplerim bozuk dolu, külotuma kadar ama ben muhtelif zamanlarda 10luk bozdurmak için kantinlerde takılırım bundan zevk alıyorum da.
+Hayır yok, üzgünüm.
İnsanların adları söylendiğinde verdiği tepkiler hep dikkatini çekmiştir. Kendisininkini de görebilmek isterdi o an. Adı anons ediliyordu. Kızın verdiği para üstünü saymadan fişiyle birlikte cebine sokuşturarak aceleyle gitmesi gereken yere doğru koşmaya başladı. Önündeki abartılı sarı tokalı kıza omuz atmak istememişti aslında.
-Dikkat etsene!
Hayır..bu sadece filmlerde olur bilirsin. Acelen varken kıza çarparsın, 2 saniye bakışırsınız ve bingo! O kız varya hani, işte onu bulmuşsundur değil mi seni mal. Keşke kitapları dağılsaydı değil mi?
+çok çok özür dilerim..benim acelem var da..
-Evet çünkü hiç çaktırmıyorsun! Gerizekalı..
+bak..gitmem gerek..

Kalabalık kelimesinin ilk kez bu kadar somutlaştığını görüyor.
Etrafına bakıyor, öğrenciden çok veli dolu sanki.
Bir görevli arıyor gözleri, listeye ulaşamayacak kadar salak olduğunu hissediyor çünkü.
Birden herkes her şey akmaya başlıyor, okulun kapıları dev bir canlının ağzıymışcasına içine çekiyor herkesi..yapacak bir şeyi olmadığı için o da çekime göz yumuyor.
Birkaç dakika hiçbir tanıdık görüntü olmuyor etrafında.
Sonra..
Sarı abartılı toka!
Neden olduğunu bilmeden takip ediyor kızı. Hala kafasında ‘filmlerde de böyledir bilirsin’ kelimeleriyle.
Kızın girdiği sınıfa giriyor.
Gözgöze geliyorlar, kız hızla kafasını çevirip yerine oturuyor.
Kızın yanına yaklaşıp en yavşak haliyle:
+ üzgünüm, sana çarptığım ve beni oyaladığın için hangi sınıfa ait olduğumu duyamadım. O yüzden nerden öğrenebilirim diye sana sormam gerektiğini düşündüm.
-Kapıda listeler asılı dahi.
+evet..mantıklı..

2 yıl olmuştu.
2 yıldır dersten en kopuk olduğu günlerin, onun abartılı sarı tokayı taktığı günler olduğunu fark etti..
2 yıldır tam önünde duran bu tokanın her desenini her çıkıntısını ezberlemişti.
2 yıldır tam önünde duran kafanın bir şeyi anlamadığında kendine özgü yana eğilişini ezberlemişti.
2 yıldır tam önünde duran saçların hangi tellerinin güneşin hangi saatinde hangi tonlara büründüğünü ezberlemişti.
2 yıldır tam önünde duran…
-Hey, sana seslendim.
+Hı?
-Yedek kalemin var mı?
Ve kız gülümser..Filmlerdeki gibi, bilirsin.


Çalar saatin keskin sesiyle, ona sarılmayı bırakır.
Yine tüm gece onu ne kadar sevdiğini fısıldamıştır kulağına.
Tüm gece.
Durmadan.
O kadar gerçektir ki bazı zamanlar sınıfa girdiğinde ondan tepki bekler, dün geceyi nasıl hatırlayamadığını merak eder.
O kadar gerçektir ki çoğu zaman kapının tokmağında asılı bir sarı toka arar gözleri.



Küçük tepkileri analiz ediyor.
Kalemin arkasındaki diz işlerini.
Kulağının arkasına attığı saçlarını.
Kaleminin ucunu yavaşca kulağının ucuna değdirmesini.
Daha başka..
Daha başka tepkiler..
Mesela İstanbul gezisinde akşam sahilin kenarında otururken verdiği tepkiler daha işe yarar.
Mesela sen ona çok güzelsin demiştin.
Sadece teşekkür etmişti.
Bir de gülümsemişti, filmlerdeki gibi.
Mesela sen onun elini tutmuştun.
3 saniye öyle kalmıştı, sonra bahane bulup elini çekmişti.
Mesela sen ‘daha nasıl ifade edebilirim’ demiştin ona.
O da sana ‘efendim? Neyi?’ demişti.
‘yok bir şey’ diyip, uzaklaştığını hatırlıyorsundur sanırım.
3 ay boyunca aranızda tek bir diyaloğun bile geçmemesini.



Onu bir daha hayatı boyunca ne zaman göreceğini düşünürken, kravatını daha sıkı bağladı.
Takım elbise ilk defa saçma bir nedenle giyilmiyordu.
Ya da belki de saçma.
Herneyse.
Mezuniyet..
Çok güzel olabilirdi.
Filmlerdeki gibi, ama..



Yanına biri yaklaştı.
Somon renkli uçan kumaş burnunu gıdıkladı.
Sonra kız gülümsedi.
Filmlerdeki gibi.



Ve kadehler kalktığında,
Elinde bir sıcaklık hissetti, hani tanıdık gibi gelir ama çok yabancıdır.
O an o kadar yabancı gelmesinin nedeni, gerçek olabilme ihtimalinin sıfır olmasıdır.
Elini tutan elleri,
Sürekli rüyasında tuttuğu elden,
Daha yumuşaktır, bilirsin.
Gözlerini kaparsın.



Sonraki günler sorup durdu kendine, başka hiç bir şey sormadı sadece bunu sordu.
Çünkü tepkisini analiz etmişti.
Kız onun elini tutmuştu.
Bu..
Yumuşacık..
Sonra aklına gelen tek kelime bu.
Yumuşacık..

‘neden yaptı?’


Sınfca katılacağınız şu piknik var ya,
Hani bisiklet sürüp, doğa turları yapacağınız..

O da gelir mi dersin?

Sonra rüzgar eser saat 13.00’dür ve parmaklarını açık çikolata rengi saçlarından geçirirsin,
Ve

“Seni seviyorum.” Dersin.
O da,
Gülümser.

Filmlerdeki gibi..


Arkada keman sesleri duyuyor olduğuna yemin edebilirdi.
Saçlarında 6 aydır görmediği sarı tokayı gördüğünde..
Ve hiç değişmemiş gibi değildi hiçbirşey.
Aslında demek istediği, bir şeyler değişmişti.
Değişik bakıyordu sanki biraz.
Sonra bisikletini onunkinin yanında durdurdu.

-yarışa ne dersin?



Her şey ağır çekim oldu.
Kafasını arkaya çevirip, ona galibiyet gülücükleri atarken tabiî ki de önündeki devrilmiş odunumsu şeyleri görmemişti.
Aslında onu uyarabilirdi.
Ama yapamadı..
Sadece..şey..sarı toka..onu hiç rüzgarda görmemişti.
Tüyleri uçuşuyordu..büyüleyici..
Ve toka bisikletle dengesini yitirdi, milyonuncu taklasını attığında..
Tanrıya şükür durmuştu.



Yerinden kalkması için elinden tutabilirdi.
Ama onun yerine belinden tuttu, zor olacağını düşünmüştü ama çok rahat onu kucağına aldı.
Saat 16:00’da, kızın saçlarını ,çizik dolu yüzüne düşen koyu kumral renkli saçlarını eliyle kızın kulağının arkasına attı.
Kız gözlerini kapattı.
O, dakikalar boyunca sadece kızın yüzünü inceledi.
Kolunu acıtan şeyin ne olduğunu biliyordu, deseninin nasıl olduğunu, her şeyini..

+seni seviyorum.

Kız gözlerini açtı.

-oha, ben de!

Ve güldüler.
9 dakika boyunca kahkahalarla güldüler.
Filmlerdeki gibi..

4 yorum:

bokabatmasesi dedi ki...

vay uzun zamandır böyle güzel sey okumamıstım *-*

Travis dedi ki...

"oha, ben de"
=)

Sophie dedi ki...

filmlerdeki gibi :)çok güzel.

Unknown dedi ki...

bitiriş çok iyi..Aynı filmlerdeki gibi.